..´єℓνє∂α ∂ємє вαηα...´.
  яσмєσ νє נυℓιєт..!!
 

   
 
   

 
 
 
ROMEO ÝLE JULIET
 
 

'Romeo ile Juliet', büyük Ýngiliz oyun yazarý Shakespeare'in (1564-1616) gençlik yýllarýnda, sanatýnýn ilk döneminde yazdýðý eserlerden biridir. Oyunun içindeki bir söze dayanýlarak, bunun 1591 yýlýnda yazýlmýþ olabileceði düþünülmektedir. Konusu, Ýtalyan hikayecisi Bandello'nun (aþaðý yukarý 1485-1553) bir hikayesinden alýnmýþtýr Bandello gerçek bir olayý anlatmaktadýr.

Ýtalya'da Verona'da Capulets ve Montagues aileleri yýllardýr kan davasýný sürdürmektedirler. Bu ailelerde karþýlýklý o kadar çok ölüm olmuþtu ki
Sonunda yönetici Prens Escalus yine bir çatýþma çýkarsa aðýr cezalar uygulayacaðýný iki aileye kesinlikle bildirir.

Montegu ailesinin genç oðlu Romeo, Roseline'neye çýlgýn gibi tutkundur fakat Roseline onu reddeder. Romeo'nun en yakýn arkadaþý ve ayný zamanda yeðeni olan Benvolio onu teselli etmek için Capulet'lerin düzenledikleri maskeli baloya gitmeye zorlar. Orada Roseline'den çok daha güzel kýzlar olduðunu, o kadar üzülmeye deðmeyeceðini göstermek ister.

Romeo ve Benvolio baloya giderler. Capulet ailesinin kýzý Juliet'le Romeo birbirlerini görür görmez aþýk olurlar. Ve o günden sonra da gizli gizli buluþmaya baþlarlar. Juliet'in dadýsý onlarýn buluþmalarýný saðlar. Romeo her gece gizlice Juliet'in odasýna balkondan girmektedir. Evlenmeye karar verirler. Bir rahip onlarý gizlice evlendirecektir. Rahip iki aile arasýndaki düþmanlýðý bu evliliðin kaldýracaðýný kabul ederek onlarý evlendirmeyi kabul etmiþtir.

Lady Capulet'in yeðeni Tybalt bir öðleden sonra sokakta Romeo ve onun arkadaþý Mercutio 'ye rastlar. Tybalt Romeo'ya aðýr hakaretlerde bulunur fakat Romeo Juliet'i düþünerek onu yanýtlamaz. Arkadaþý Mercutio Romeo'ya yapýlan korkaklýk ve aðýr hakaretleri kabul edemez ve Tybalt ile çatýþýr. Romeo engel olamaz. Tybalt ve Mercutio düelloya tutuþurlar, Mercutio ölür ve Romeo bunun üstüne Tybalt'la düello eder ve o da onu öldürür. Olayý duyan Prens Romeo'nun yakalanmasýný emreder.

Bu arada Juliet'in ailesi kýzlarýný Paris ile evlendirmek isterler. Juliet bütün bu olanlarýn acýsýný yaþarken evlilik teklifini defalarca reddeder. Romeo prensin askerlerinden kaçar. Prens onun hakkýnda sürgün cezasý verir. Büyük bir mutsuzluða düþen Romeo'yu rahip umutlandýrýr. Öðütler vererek onu gönderir. Yine bu olaylardan sonra ailesinin Paris'le evlendirmek istemesi üzerine mutsuzluða düþen Juliet'e rahip öðütler verecek ve Romeo'ya kavuþabilmesi için bir yol gösterecektir. Rahip, Juliet'e bir iksir verir. Bu iksiri içtiðinde herkes onu öldü zannedecektir. Oysa o sadece bir gün süreyle uyuyacaktýr. Plana göre, uyandýktan sonra Romeo'nun yanýna gidecektir. Rahip sürgündeki Romeo'ya bir mektup yazar ve iksiri Juliet'e verir. Mektup Romeo'nun eline ulaþmaz. Fakat Juliet'in Paris'le evleneceði haberini alýr ve yasaða raðmen geri döner. Döndüðünde öldüðünü zanneder Juliet'in. Biraz sonra Paris gelir. Ýkisi de Juliet'in öldüðünü sanýrlar. Paris'in kýþkýrtmasýyla Romeo yine istemediði halde onu öldürür ve Juliet'in yanýna yatarak kendini hançerle intihar eder. Zaten Romeo Juliet'in yanýnda ölmeye gelmiþtir. O sýrada Juliet yavaþ yavaþ uyanýr ve Romeo'yu yanýnda görür. Romeo'nun, kendisinin öldüðünü zannederek intihar ettiðini anlar ve o da Romeo'nun hançerini göðsüne Romeo'nun intiharýna eþlik eder. Ölümsüz aþklarýna ölümle kavuþmayý yeðlemiþlerdir.

Bu iki ölüm düþman ailelere büyük bir þok yaþatýr. Prens'in önerisiyle aileler arasýndaki düþmanlýk ortadan kaldýrýlmýþtýr. Capulet ve Montague'ler aðýr acýlarýyla baþ baþa kalmýþlardýr.

"Aþklarýn aþký Romeo ve Juliet, Romeo'nun gözünün önünden bir an bile ayýrmak istemediði bir kadýna çýlgýnlar gibi tutulmasýyla baþlýyor. Bu kadýnýn adý Rosalind. Romeo, Juliet'le karþýlaþtýðýnda ise Rosalind'in ömrü bir anda üzerine týklandýðý anda yok olan bir internet sayfasýnýnkine eþdeðer oluyor. Aþk böyledir demek istiyor Shakespeare. Gelir, geçer. Eðer çok ciddiye alýnýrsa da, öldürür."

Benim düþmaným olan adýndýr yalnýzca
Sen sensin, Montague olmasan da
Hem Montague nedir ki ?
Ne eli bir erkeðin
Ne ayaðý, ne kolu
Ne yüzü, ne de baþka bir parçasý
N'olur baþka bir ad bul kendine..

Adýn ne deðeri var ki
Þu gülün adý deðiþse bile
Kokmaz mý ayný güzellikte?

Romeo'nun adý olmasaydý,
Kusursuzluðundan hiçbir þey kaybolmazdý


ROMEO: Oradaki, þu tüm meyve aðaçlarýnýn tepelerini yaldýzlayan Kutsal ayýn üzerine yemin ediyorum.
JULlET: Ayýn üzerine yemin etme.
Her ay, yuvarlak dairesinde deðiþen vefasýz ayýn üzerine. Yoksa senin aþkýn da onun gibi deðiþken olabilir.
ROMEO: O halde neyin üzerine yemin edeyim?
JULlET: Hiç yemin etme.
Ya da istiyorsan, o zarif benliðinin üzerine yemin et. O, benim putperestliðimin tanrýsý. Ve o zaman sana inanýrým.


 
 
 
 

 

Romeo and Juliet

 
 

William Shakespeare
seveceksen ölçülü sev ki sevgin uzun sürsün;
cok hizli giden de cok yavas giden gibi gec varir hedefe


romeo-juliet

yaðmuru seviyorum diyorsun,
yaðmur yaðýnca þemsiyeni açýyorsun...
güneþi seviyorum diyorsun,
güneþ açýnca gölgeye kaçýyorsun...
rüzgarý seviyorum diyorsun,
rüzgar çýkýnca pencereni kapatýyorsun...
iþte, bunun için korkuyorum;
beni de sevdiðini söylüyorsun...



 
 

Vazgeçtim bu dünyadan, tek ölüm paklar beni,
Deðmez, bu yangýn yeri avuç açmaða deðmez,
Deðil mi ki çiðnenmiþ inancýn en seçkini,
Deðil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Deðil mi ki ayaklar altýnda insan onuru,
O kýzoðlan kýz erdem daðlara kaldýrýlmýþ,
Ezilmiþ, hor görülmüþ, el emeði, göz nuru,
Ötekiler geçmiþ baþa, derken mertlik bozulmuþ,
Deðil mi ki korkudan dili baðlý sanatýn,
Deðil mi ki çýlgýnlýk sahip çýkmýþ düzene,
Doðruya doðru derken eðriye çýkmýþ adýn,
Deðil mi kötüler kadý olmuþ Yemene:
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnýz komak var, o koyuyor adama.


 
 

Ne tunç ne taþ ne toprak ne de sonsuz denizler
Acýklý fâniliðe karþý koyamazken,
Nasýl bu kör öfkeyle güzellik cenge girer
Çabasýnda en fazla bir çiçek gücü varken?
Ah, nasýl göðüs gersin yazýn tatlý rüzgârý
Gaddar günler dört yandan üstüne yürüdükçe,
Bozguna uðrattýkça yenilmez kayalarý,
Çelik kapýlar bile zamanla çürüdükçe?
Ne korkunç bir düþünce!
Ah, nerde saklý dursun
Çaðlarýn mücevherleri
Çaðlarýn sandýðýndan?
Hangi zorlu el var ki bu koþuyu durdursun?
Güzellik yaðmasýný kim esirgesin ondan?
Yok hiçbiri. Meðer ki mucize sürsün de
Sevdiðim ýþýldasýn kara yazý üstünde.


 
 

III
Kölen olmuþum senin, elden baþka ne gelir,
El pençe divaným ben arzuna, buyruðuna;
Geçirdiðim saatler baþtan baþa bir hiçtir,
Sen istemezsen eðer hizmetlerim boþuna.
Haddim deðildir küsmek sonu gelmez anlara.
Senin için, sultaným, saatleri gözlerken.
Ayrýlýk acýsýný düþünmem kara kara
Sen bir kere kölene uðurlar olsun dersen.
Kýskanç kuþkularýmda haddim deðildir sormak
Ýçli dýþlý olduðun kimdir, nedir iþlerin;
Nasibin bir put gibi hiç düþünmeden durmak
Saçtýðýn mutluluða yanarak derin derin.
Öyle körkütük sadýk bir köledir ki sevda,
Seni kötü göremez bir kötülük yapsan da.
Bakýn ama, kýzýl bir örtüye bürünmüþ sabah, doðudaki
yüksek tepenin çiðleri üstünde yürür.)
………………………


 
 

yeni bir ateþ söndürür baþkasýnýn yaktýðýný
yeni bir acýyla hafifler eski bir aðrý
baþýn döndü mü öbür yana döndür baþýný
baþkasýnýn güçsüzlüðüyle iyileþir umutsuz keder
gözlerine yeni bir zehir bul ki
yok etsin ötekinin zehrini...

 
  William Shakespeare


Týpký Shakespeare?in Romeo ve Juliet?inde olduðu gibi. ?Romeo: Senin dudaklarýnla, dudaklarým günahtan arýndý. Juliet: Öyleyse þimdi günah dudaklarýmda kaldý. Romeo: Öyleyse ver bana günahýmý geri.?

Savaþýr gözlerimle gönlüm öldüresiye
Senin güzelliðinin ganimeti yüzünden:
Gözüm kovar gönlümü seni görmesin diye,
Gönlüm ister gözüme pay vermemek yüzünden.
Gönlüm bildirir senin orada yattýðýný
Öyle bir hücredeki giremez billur gözler;
Gözüm inkara kalkar gönlün anlattýðýný,
Güzel yüzünün ona sýðýndýðýný söyler.
Gönlü dinleyip karar vermek için toplanýr
Düþünceler kurulu:soruþturur hakçasý
Kurulun yargýsýyla bir karara baðlanýr
Seven gözün payýyla duyan gönlün parçasý:

Senin dýþ güzelliðin olur gözümün payý,
Gönlüm kazanýr aþkýn gönlündeki dünyayý.

…………………..

 
 
 
  Vurgunum gözlerine, o gözler acýr bana:
Bilirler, yüreðin hor görüp iþkence eder;
Seven yaslýlar gibi kara çekmiþ sýrtýna,
Kývranýþýmý özlü bir þefkatle süzerler.
Sabahleyin göklerde ýþýyan güneþ bile
Yaraþamaz Doðunun soluk yanaklarýna,
Akþama yol gösteren gür yýldýz, görkemiyle
Böyle ýþýk saçmaz loþ Batýnýn yarýsýna:
Yaþlý gözlerin daha çok yaraþýr yüzüne.
Bana da bir pay ayýr yüreðindeki yastan:
Seni yas daha güzel gösterir ele güne;
Ýþte acýma duygun sana biçilmiþ kaftan.
"Güzel ancak karadýr," diye yemin ederim,
Senin renginden yoksun olan çirkindir derim.

…………………………..

 
 
 
  Kölen olmuþum senin, elden baþka ne gelir,
Gece gündüz el pençe divaným buyruðuna;
Geçirdiðim saatler baþtan baþa bir hiçtir
Sen buyurmuþ deðilsen çabalarým boþuna.
Senin için, sultaným, saatleri gözlerken
Ben kimim ki küseyim sonu gelmez günlere,
Kara kara düþünmem, acý çekmem özlerken
Uðurlar olsun dersen kölene sen bir kere
Ben kimim ki kýskanýp kuþkulanýp sorayým
Kimle içli dýþlýsýn, nedir yaptýðýn iþler;
Derdim günüm put gibi düþünmeden durayým,
Mutlu kýldýklarýný bilmek içime iþler.
Öyle körkütük sadýk bir köledir ki sevda,
Seni kötü göremez bin kötülük yapsan da.


…………………….

 
 
 
  Tanrý beni ilkbaþta sana kul yaptý, sonra
Keyfine el koymayý kurmamý yasak etti.
Ya da özlem duymamý hesaplý zamanlara;
Kölenim ya, boþ vaktin olsun diye bekletti.
Ah, býrak katlanayým, el pençe divan: deðer,
Senin özgürlüðünün tutuklu yokluðuna;
Her mihnete sabreder, her azara baþ eðer,
Ýncittin diye hiç suç yüklemez bile sana.
Sen nerde olursan ol, yetkin, güçlü, özgürsün;
Hâkimsin dilediðin gibi kendi vaktine:
Canýn neyi isterse varsýn o keyif sürsün,
Kendine suç iþlersen kendin baðýþla yine.
Beklemek cehennemdir, ama beklerim seni,
Ýyi kötü demeden, suçlamadan keyfini.
……………………………..
 
 
 
  Sahiden uyuyor mu?
Ahh! Kim vurmuþ kumrumu?
Ben geldim, civaným, yiðidim, kalk!
Kalksana, konuþsana!
Görmüyor musun? Yoksa...
Örttü mü, gözlerini kara toprak?
Bu zambak dudaklara,
Þu zeren yanaklara,
Acýmadýn mý hiç kahpe felek?
Aþýklar, aþk timsali,
Gözü pýrasa yeþili
Piremuz býrakýp gitti beni!
Hadi gel, tezcanlý ecel,
Gel bana, geline gel,
Batýr mum sarýsý ellerini,
Batýr benim de kanýma!
Madem kýydýn canýna,
kopardýn onun bamtellerini.
Konuþma artýk, ey dil,
Sadýk kýlýç, naz etme, gel,
Odlara yanmýþ baðrýmý daðla!
Býçaklar kendini.
Geldim yolun sonuna,
Uðurlar olsun bana!
A dostlar, o dostlar, kalsýn siz de saðlýcakla!

 
 
  Bugün 14 ziyaretçi (25 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol